Size hevâlarıyla galip gelecek topluluklarla vaktinizi boşa harcamayın

Ubeydullah Ahrar Hazretleri'nin hikmetli sözlerinden bazılarını derledik. "İnsanın yaratılış gâyesi kulluktur. Kulluğun özü ise devamlı tevâzû, mahviyet, hiçlik, yokluk ve huşû hâlinde Hakk'a ilticâ etmek, her hâlükârda Cenâb-ı Hakk'ın azametini tefekkür etmek ve O'nun her an bizimle beraber olduğunu. UBEYDULLAH AHRAR HAZRETLERİNİN HİKMETLİ SÖZLERİ. "İnsanın yaratılış gâyesi kulluktur. Kulluğun özü ise devamlı tevâzû, mahviyet, hiçlik, yokluk ve huşû hâlinde Hakk'a ilticâ etmek, her hâlükârda Cenâb-ı Hakk'ın azametini tefekkür etmek ve O'nun her an bizimle beraber olduğunu unutmamaktır.".

HİKMETLİ SÖZLER 20. Ubeydullah Ahrar (ks) YouTube

Ubeydullah Ahrâr'ın vefat ettiği 895 (1490) yılında Semerkant'ta istinsah edilen bir nüshası İstanbul'da Süleymaniye Kütüphanesi'nde kayıtlıdır (Ayasofya, nr. 2143, vr. 16 b -158 b ). Eser Taşkent'te (Taşkent 1910) ve Hindistan'da (Haydarâbâd, ts. İsmi; Ubeydullah ibn-i Mahmûd ibn-i Şihâbüddîn'dir. Babası Mahmûd Şâşî, devrinin âlimlerinden velî bir zât idi. Annesi, Hazret-i Ömer'in soyundandır. Ahrâr lakabıyla ve Taşkendî nisbesiyle tanınmıştır. 1403 (h.806) senesinde Taşkent'te doğdu. 1490 (h.895) senesinde Semerkant'ta vefât etti. Posted on 21 Ekim 2021 Evliyânın büyüklerinden. İnsanların îtikâd, ibâdet ve ahlâk husûsunda doğruyu öğrenip yapmalarını sağlayan, Allahü teâlânın rızâsına kavuşturmak için rehberlik eden ve kendilerine Silsile-i aliyye denilen İslâm âlimlerinin on sekizincisidir. Hizmet Anlayışı Ubeydullah Ahrâr hazretleri, himmeti halka hizmette arayanlardandı. "Tasavvufu başkalarının yükünü taşımak, kendi yükünü başkalarına taşıtmamak" olarak anlardı Nitekim "ben bu yolu tasavvuf kitaplarından okuyarak değil, halka hizmetle elde ettim.

Size hevâlarıyla galip gelecek topluluklarla vaktinizi boşa harcamayın

Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri, ilk zamanlarında Taşkend'den Semerkand'a ve Buhârâ'ya gitti. Buralarda ve diğer yerlerde Şâh-ı Nakşibend Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin talebelerinin, büyüklerinden bir kısmıyla ve onların da meşhûr talebelerinden bazısıyla görüşüp, sohbetlerinde bulundu. Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri, Türkistan'ın büyük velilerindendir. Silsile-i aliyyenin on sekizincisidir. 1403 yılında Taşkent'te doğdu. 1490'da Semerkant'ta vefat etti. Kabri oradadır. Doğumundan itibaren üstün halleri görüldü. Annesi nifastan temizlendikten sonra emmeye başlamıştır. Babası Mahmûd Şâşî, devrinin âlimlerinden velî bir zât idi. Annesi, Hazreti Ömerin soyundandır. Ahrâr lakabıyla ve Taşkendî denilmekle de tanınmıştır. 806 [m. 1403] senesinde Taşkendde doğdu. 895 [m. 1490] senesinde Semerkandda vefât etti. Kabri oradadır. Meşhur kelâm, Hace Ubeydullah Ahrar Hazretleri'nden: "Lisân gönlün aynasıdır; gönül, ruhun aynası; ruh, insani hakikatin aynası; insani hakikat, Allah'ın aynası. Gaibin hakikatleri bu kadar mesafe ve basamak atlayıp lisana gelir.

Ubeydullah Ahrar Hazretlerinin İstanbul'un Fethine Manevi Katkısı YouTube

Lâmi'î Çelebi, İstanbul, s. 454. Etiketler: Altın Silsile Silsile-i Aliyye Silsile-i Şerif Silsile-i Zeheb Tarîkat-ı Nakşîbendîyye-i Aliyye Ubeydullah Ahrâr kimdir. Mevlânâ Ubeydullâh el-Ahrâr (Kuddise Sirruh) İrfan ve irşad medresesinin müderrisleri olan Silsile-i Aliyye-i Nakşibendiyye'nin (Kaddesallâhu. Sultanlara sözü geçer, Müslümanların râhatı için nasîhatta bulunurdu. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri zamânında, o devrin sultanlarından Kıbçak Çölü Sultânı Mahmûd, Sultan Şeyh Ömer Mirzâ'dan da yardım alarak Semerkant Sultanı Ahmed Mirzâ üzerine yürümüştü. Kendini din ve tarikat sevdasına adayan Ubeydullah Ahrâr (k.s.), bir an irşaddan geri kalmazdı. İlmi, fazlı, beyan tarzı dinleyenleri mest ve hayran bırakırdı. Sözleri ve şiirleri ehli tarafından huccet ve delil kabul edilirdi. Ubeydullah Ahrâr (k.s.), İslâmiyet'in emir ve yasaklarına son derece bağlı bir sûfî idi. Hikmetli Sözler serisinden 20. bölüm; Ubeydullah Ahrar (ks)

Ubeydullah Ahrar Hzri buyurdu Büyüklerin himmet ve bereketi ile bu

Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri daha çocuk iken, üstün hâllere kavuşmuş olup, kerâmetleri görülüyordu. Kendisi şöyle anlatmıştır: "Mektebe gider, gelirdim. Gönlüm dâimâ Allahü teâlâ ile idi. Bir ân O'nu unutmaz, bir ân O'ndan gâfil olmazdım. Soğuk bir kış günü, kırlık bir yerden geçerken ayağım çamura battı. Yâni ömürleri boyunca Hazret-i Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in: "Bir kavmin efendisi, onlara hizmetkâr olandır." (Deylemî, Müsned, II, 324) hadîs-i şerîfinin müşahhas nümûneleri olmuşlardır. Buna göre kullar için zirvelerin yolu ve ebediyet kazancı, samîmî bir gönülle yapılan hizmetlerden geçmektedir.